
Murphy, her sabah kalkıp aynı tabağı kaparak kahvaltısını hazırlayan ve ardından alıştığı rutinle metroya binen bir adamdır. Eşiyle olan hayatı ve küçük çocuğuna olan baba rolü, artık sıradan bir yükümlülük haline gelmiştir. İçinde bir boşluk hissi vardır; ancak bu durumu sorgulamaktan korkar. Fakat, her şey bir anlık telefon görüşmesiyle altüst olur. Arayan, Murphy’nin çok eski bir sevgilisi Electra’nın annesidir. Kadın, kızına dair kaygılarını açıkça dile getirir ve intihar edebileceği korkusunu paylaşır. Murphy bu telefonla birlikte, bastırdığı eski anılarının tekrar gün yüzüne çıkmasına engel olamaz. Electra ile girdiği tutkulu ilişki, Paris’in karanlık sokaklarında yaşadığı iki yılı yeniden hatırlatır. Aşk, tutku, uyuşturucu ve cinsellik dolu anılar, zihninde dirilir. Bu hisler onu kontrolsüz bir şekilde geçmişine bağlar, oysa ki geleceği için yapması gereken şeyler vardır ama o, sadece kaybolmuş zamanını düşünmekle meşguldür.