
İstanbul’un rüzgarlı kıyısında, yıkılmaya yüz tutmuş bir apartmanın üçüncü katında, Salih ve Ayşe, çoğu zaman sessizliğin ağır yüküyle baş başa kalıyorlar. Altı yaşındaki oğulları Emre, hala konuşmayı öğrenemediği için bu durum çiftin hayatını daha da zorlaştırıyor. Her sabah Salih, oğlunun bir gün kendisine sesleneceğine dair inancını korumaya çalışıyor. Ancak aniden işinden çıkarılması, bu umut dalgasını bir çırpıda yok ediyor. Ayşe, evin geçimini sağlamak amacıyla kulaklıkla sigorta satmaya başlarken, kendi içindeki kaygılar artmakta. İkisinin de çabaları, ay sonunu getiremeyecek kadar yetersiz kalıyor ve bu onları daha uygun fiyatlı bir ev arayışına sürüklüyor. Salih, motosikletle yolcu taşımaya olanak tanıyan bir dijital platforma katılmayı düşünürken, işler başlangıçta çok da zor görünmüyor. Ancak, Ayşe’nin de aynı uygulamaya gizlice girmesiyle birlikte, “Rosinante” adını verdikleri motosiklet, yaşamsal mücadelelerinin simgesi haline geliyor. Ne yazık ki, bir sabah motosikletlerinin çalınması, tüm hayallerini altüst ediyor. Bu olay, hem gerçeği hem de acımasız hayatı kabullenmelerini zorunlu kılıyor.